Çatalca GGM'de Şok İntihar Olayı! Detaylı Soruşturma Başlatıldı
Geri Gönderme Merkezleri'nde (GGM) bir trajedi daha yaşandı. Çatalca İnceğiz GGM'de bir kadının, yaşadığı baskılar nedeniyle intihar ettiği, ayrıca iki kişinin de intihar girişiminde bulunduğu iddiaları gündemde. Göç İdaresi Başkanlığı'ndan henüz bir yanıt verilmedi. Avukatlar, merkezdeki kötü muamelelerin ve tehditlerin bu tür olumsuz olayların temel nedeni olduğunu ifade ediyor.

FEYZA NUR ÇALIKOĞLU
Çatalca İnceğiz bölgesindeki Geri Gönderme Merkezi'nde (GGM) bir kadının intihar etmek amacıyla çarşafla kendini astığı, bu trajik olayın ardından iki kişinin de intihar teşebbüsünde bulunduğu bildirilmektedir. Hayatını kaybeden göçmene, tıbbi müdahale alanında yeterli destek sağlanamadığı ifade edilirken, Göç İdaresi Başkanlığı'ndan konuya dair henüz bir açıklama yapılmamıştır.
'PSİKOLOJİK SORUNLARI VARDI, GGM'NİN KUSURU YOK'
Hukukçular aracılığıyla kamuoyuna ulaşan bilgilere göre, merkezde kalan göçmenlere telefon kullanımına izin verilmediği, bu kısıtlamanın gece saatlerinde aileleriyle iletişim kurarak aşıldığı kaydedilmektedir.
Olayın ardından göçmenlere ait otorite, burada gözetim altında bulunan kişilerin, intihar eden kadınla ilgili psikolojik sorunlar yaşadığına dair bir belgeye imza attırdığı iddialarındadır ve GGM’nin bu noktada bir sorumluluğunun bulunmadığını belirtmiştir.
Durumu müvekkillerinden öğrenen avukatlar, “Çatalca İnceğiz’deki müvekkilim, orada kalan bir Afgan kadının üzerindeki psikolojik baskılardan dolayı banyoda kendini astığını ve diğer göçmenlerin de bu trajik olaya tanıklık ettiğini belirtti. Olayın ardından telefon izinleri sınırlı tutuldu ancak gece ailesiyle iletişim kurma imkanını bulmuş” şeklinde açıklamalarda bulunmuşlardır.
Bu intihar vakası, Geri Gönderme Merkezleri’nde daha önce de gündeme gelen kötü muamele ve hukuksuzluk suçlamalarını tekrar tartışılabilir hale getirmiştir.
ÇATALCA GGM'DE KADINLAR PROTESTO ETMİŞTİ
Bir süre önce, Çatalca GGM'de kalan kadınlar, "Bize yardım edin, kadına şiddet son bulsun, katil değiliz” ifadeleriyle bir protesto düzenlemişti. Tanıklara göre, bu protestolara yanıt olarak merkeze 15 civarında çevik kuvvet polisi gönderildi. Kadınlar, yaşadıkları şiddeti protesto etmek amacıyla demir parmaklıklara vurarak seslerini duyurmaya çalıştı. Avukatlardan alınan bilgilere göre, sınırdışı işlemleri için baskı yapıldığı, sürekli olarak şiddet uygulandığı ve itiraz edenlerin temel ihtiyaçlarının (yemek, yatak, sabun vb.) kısıtlandığı vurgulanmıştı. Bunun yanı sıra göçmen kadınların birbirleriyle iletişim kurmalarının da engellendiği iddialar arasında yer aldı.
HAK İHLALLERİNİ GİZLEME STRATEJİLERİ
Söz konusu olayların sonrasında Göç İdaresi'nin soruşturmaları yürütmek yerine olayları gizlemeyi tercih ettiği iddiaları da gündeme gelmiştir. Bu bağlamda, göçmenlerin tanık olduğu olaylarla ilgili bilgi akışını engellemek amacıyla, tanık konumundaki göçmenlerin başka merkezlere nakledilerek gerçeğin açığa çıkmasını zorlaştırdığı öne sürülmüştür. Bu durumun, savcılık ve diğer denetim organlarına sağlıklı bilgi ulaşmasını engellediği ifade edilmiştir.
"BUZDOLABI ODALARI" İDDİASI
Avukatlar, GGM'lerde "buzdolabı odası" olarak adlandırılan, yasal temeli olmayan ve denetlenemeyen uygulamalara dair iddialarda bulundular. Özellikle Şanlıurfa ve Gaziantep gibi illerdeki geri gönderme merkezlerinde, göçmenleri ceza olarak soğuk veya sessiz odalarda tutma uygulamalarının olduğu ve bu yöntemle tanıkların zorla sınır dışı belgesi imzalatıldığı iddialar arasında yer almaktadır.